Yetişkin erkek ile genç kız ilişkileri, çoklukla da platonik biçimde, oldum olası edebiyatın ve sinemanın temel konularından biri olmuştur. Aynı biçimde baba ile oğulun aynı kızın peşinde koştuğu hikayeler de. Beyaz perdede Damage (1992) bunun çarpıcı bir örneğiydi. Genç kızın kör olduğu bir örnekse Sidney Poitier'in ne aşk ne de -Johnny Belinda gibi- duygu istismarı içeren A Patch of Blue'suydu (1965). Bu kitaptaysa din motifi -maalesef- fazlaca ön plana çıkarak akıcılığa ket vuruyor ve tuzsuz bir yemek sunuyor okuyucuya. Bildik klişelerin ustalıksız bir örgüsü, sonuçta raflarda korunacak bir eser sunmuyor benim görüşüme göre. Kızın 15 yaşında olduğunu da belirteyim. Ha, unutmadan, kitap günlükler şeklinde ilerliyor. Bu yönden kolay bir okunuş sunuyor.